Hububat İhracatı 10 Ayda 10,1 Milyar Dolar Oldu
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından paylaşılan verilere göre hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, yılın ilk 10 ayında toplam 10,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından paylaşılan verilere göre; çikolata ve kakaolu ürünler,
ayçiçek yağı, bisküvi ve gofret, şekerleme çeşitleri ile makarna ve buğday unu gibi temel gıda
kalemlerini kapsayan hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, yılın ilk 10 ayında
toplam 10,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Sektörün ihracatı miktar bazında geçen yılın aynı
dönemine kıyasla yüzde 5,3 azalış gösterirken; ihracat birim fiyatlarındaki yüzde 10,2’lik artış değer
bazında yüzde 4,3 oranında bir yükseliş getirdi. İhracat sıralamasında, 1,1 milyar dolarlık tutar ve
yüzde 58,7’lik artışla çikolata ve kakao bazlı ürünler ilk sırayı alırken, ikinci sırada yüzde 15,7 artış
ve 865,4 milyon dolarlık ihracatla ayçiçek yağı yer aldı. 10 ayda 1,4 milyar dolar ile sektörün en
fazla ihracat yaptığı ülke konumundaki Irak'ta, pazardaki iç sorunlara bağlı olarak ihracattaki
gerileme yüzde 17,6’a ulaşırken; yüzde 42,7’lik artış sağlanan ABD’ye yapılan ihracat 743 milyon
dolara ulaştı. Irak ve ABD’yi, ihracatta öne çıkan diğer ülkeler olarak Suriye, Cezayir ve Almanya
izledi.
“Suriye’ye buğday unu ihracatımız 10 ayda iki katına çıktı”
Küresel gıda piyasalarında jeopolitik riskler ve iklim koşulları kadar, klasik arz-talep döngülerinin de
etkili olduğuna dikkat çeken TİM Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Sektör Kurulu
Başkanı Ahmet Tiryakioğlu şunları söyledi:
“Karadeniz hattındaki daralma nedeniyle dünya tahıl ticaretinin yaklaşık üçte birini etkileyen
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından, Türkiye gibi gıda ticaretinde bölgesel öneme sahip ülkelerin
stratejik öneminin daha da arttığı bir döneme girdik. Uluslararası girişimlerimiz ve ticari
bağlantılarımız, son birkaç yılda ortaya çıkan fırsatları hızla değerlendirebilmemizi ve pazar
anlamında ciddi kazanımlar elde etmemizi sağladı. Öte yandan 10 yılı aşkın bir süredir dünyanın
en büyük buğday unu ihracatçısı unvanına sahip ülkesi olarak, konjonktürel gelişmeler sonucu
son aylarda bu ürünün ihracatında bir gerileme yaşıyoruz. Özellikle Irak pazarındaki gelişmeler
nedeniyle belirgin düşüşler yaşansa da ilk 10 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100
artışla 165 milyon dolar tutarında buğday unu ihraç ettiğimiz Suriye’nin bu alandaki önemli bir
boşluğu doldurduğuna şahit oluyoruz. Bu veri, sektörümüzün pazar çeşitlendirme refleksinin ve
dış şoklara karşı dayanıklılığının da bir kanıtıdır.”
“ABD’ye aylık ihracatımız 100 milyon dolara yaklaştı”
Bu süreçte dikkate değer bir başka gelişmenin, hububat sektörü ihracatının Ekim ayında 100
milyon dolara yaklaştığı ABD pazarında 10 aylık süreçte elde edilen yüzde 42,7’lik artış olduğunu
belirten Tiryakioğlu şunları ifade etti:
“Sektör olarak geçen yıl Ekim ayında 53,8 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğimiz ABD pazarına
bu yıl Ekim ayında 95 milyon dolar ihracat yaptık ve 10 aylık sürecin sonunda bu pazarda 743
milyon dolara ulaştık. Bu başarıda, gümrük tarifeleri, korumacı uygulamalar ve tedarik
zincirlerini kısaltmaya yönelik politikalarla küresel ticaret yapısını yeniden şekillendiren ABD’nin;
özellikle tarım ve gıda ürünlerinde tedarik güvenliğini çeşitlendirmeye yönelmesi ve Türkiye gibi
rekabetçi ülkelerin önünün açılmasının payı büyük. Sektörümüzün ABD pazarındaki ivmesi,
küresel tedarik zincirindeki yeniden yapılanmaya zamanında ve stratejik bir yanıt niteliği
taşıyor.”
“Gıda ürünleri sanayii ekonomide lokomotif alanlardan biri”
Ekim ayında neredeyse tüm sektörlerde satın alma faaliyetleri gerilerken tek genişlemenin gıda
ürünleri alanında olmasının, sektörün ekonomik dayanıklılığını bir kez daha ortaya koyduğuna
dikkat çeken Tiryakioğlu sözlerini şöyle tamamladı:
“PMI verilerinin 46,5 olarak gerçekleştiği Ekim ayında en büyük on sektörün dokuzu daralma
bölgesinde yer alırken, tek istisna gıda ürünleri oldu. Gıda ürünleri sektöründe yeni siparişlerin
üst üste üçüncü ay artması, üretim zincirimizin dış ticaretin yavaşladığı dönemlerde bile
ekonomik faaliyetleri canlı tuttuğunu gösteriyor. Bu dinamizm, yalnızca iç talebi karşılamakla
kalmıyor; aynı zamanda lojistik, perakende ve tedarik alanlarında çarpan etkisiyle ekonominin
genel direncini güçlendiriyor. Gıda ürünleri sanayii bugün Türkiye’nin hem dış ticarette rekabet
gücünü koruyan hem de iç piyasada üretim çarklarının dönmesini sağlayan lokomotif
alanlarından biri haline gelmiştir. Bu yapı, sürdürülebilir büyüme açısından stratejik bir güvence
niteliği taşımaktadır.”











Benzer Haberler
Depolar Dolu, Üretimde Rekor Kırdık Diyenler İthalat Kararı Açıklıyor
Üretim Var Ama İthalat Yine Gündemde!
140 Bin Marul Fidesi ve 200 Litrelik Gübre Desteği Toprakla Buluştu
Üretmezsen İthalata Mahkum Olursun
Başkan Vekili Özdemir Zeytin Festivaline Katıldı
Küçükbaş Hayvan Üreticilerine Yem Desteği
Hububat İhracatı 10 Ayda 10,1 Milyar Dolar Oldu
Büyükşehir’den üreticilere Macar fiği desteği